Ramazan Gelirdi… -köşe - Murat Şah VURAL

Ramazan Gelirdi… -köşe

 

 

Daha gelmeden bir iki hafta önce tüm memleketi saran bir heyecan.

Hudutsuz açlığa, açgözlülüğe bir engel gelirdi. ‘’Ben oruçluyum.’’ Çok muntazam bir kırmızı çizgiydi. Mübarek on bir aylardan farklıydı Ramazan.  Öyle bir gelirdi ki, cehennemin kapıları kapanmış, üstüne binlerce kilit vurulmuş olduğunu her yerde hissederdik. 40 dereceye yakın sıcaklarda oruç tutmazken dahi duramazken, oruçlu halde iş yapabilirdik. Belki de bundan Allah’ın yardımını her zerremizde hissederdik tekrardan. Hayatımızdaki değişikler..

Ah o güzel değişiklikler. Belki on bir ay camide yatsı namazına gitmezdik, mübarek kitabımız Kur’an-ı Kerimi okumazdık ama o ayda hele hele son on gününde camide yatar kalkardık teravih namazı özellikle çocukların eğlencesi olurdu, kitabımızı hiç okumadığımız kadar okuyup defalarca hatmederdik resmen. Müslümanların hepsi oruç tutar, tutamayan hasta kardeşlerimiz de tutuyormuş gibi yapardı. Televizyonlara gelirdi Ramazan. Her dizide bir iftar sofrası görürdük. Ünlülerimize gelirdi, ‘’Allah yardım ediyor!’’ nidasını duyunca hiç beklemediğimiz bir ünlüden; şaşırırdık. Sonra tüm yiyecek-içecek restaurantları kapanırdı. Bilinirdi ki, bu dükkan açık kaldıkça oruçlu kardeşlerim zorlanır günahtır, örfçe ayıptır. Dükkan sahibi o rızkını iftardan sonraya saklamasını bilirdi.

Kısaca Ramazan, etrafımızı çepeçevre saran ve mutluluk, paylaşma, yardımlaşma vesilemiz olan bir aydı…

 

 

Sonra pandemi girdi…

Camilerden iki yıl uzak kaldık. İnsanlarımız evlerine kapanınca, değişik psikolojilerin de baskısıyla farklı ideolojilere göz kırpmaya başladı. Müslüman kavramı tamamen değişti desek, az olmaz sanırım. Ramazan aylarında c@vid olanlar oruç tutmamaya ilk olarak öyle başladı. Daha sonra ‘’zaten tadım yok, aslında tutsam mı? Ya da kim aç duracak aman!’’ a evrildi. Gençlerimiz sosyal medyayla daha çok sıkı fıkı olduğundan, ‘’normallik algıları’’ 365 derece değişti. Eskiden normal karşılamayacakları şeyleri şimdi sosyal medyada görünce gülümseyebiliyorlar, mutlu oluyorlar.

Birkaç sorum var. Lütfen kendi içimizde cevaplayalım:

-          Ramazan’ın geldiğini anlayabilen var mı sosyal medyada?

-          Televizyon programlarında? (Birkaç alışılagelmiş programın da dalgası hariç)

-          Birkaç hafta evvel yapılan hazırlıkları görebilen var mı?

-          Ellerinde Kur’an-ı Kerimle sokak sokak tilavet dinlemeye gidenleri sık sık görüyor muyuz?

-          Teravih namazına yetişebilmek için hızlı seyreden insanlar, arabalar?

-          Yiyecek sektöründe sezilebilir bir kapanma söz konusu oldu mu? Yoksa aynı sıklıkta müşterilerine hizmet vermeye devam ediyorlar mı?

-          Girdiğimiz herhangi bir dükkanda, iş yerinde, kurumda, firmada Ramazan ayında olduğumuzu fark edebiliyor muyuz?

-          Yalnızca ağzımızı kapatarak mı oruç tutuyoruz, yoksa bedenen zihnen fikren mi oruç tutuyoruz?

 

 

Bu soruların cevapları o kadar manidar ki aslında. Biz farkında olamasak da. Bir değişim sürecine girdiğimizi sezmemize en yardımcı olacak sorular. Ve bu değişim sürecinin aynı zamanda insanların camiden uzaklaşmasıyla başladığını da fark etmemize vesile olacak sorular.

 

Ne hazin! Ramazan ayı geldi ama hiçbir değişiklik yok HİÇBİR YERDE!

ÜMMETİ MUHAMMED’İN ÇOCUKLARI ORUÇ TUTMUYOR!

AĞLAMALI VE BİR AN EVVEL ÇARESİNE BAKILMALIDIR! 

‘’Düşmanın silahıyla silahlanın.’’ İyi belleyelim bu hikmeti. Sosyal medya gün geçtikçe elimizden kayıp gidiyor. Korkarım yarın elimizden giden sadece sosyal medya değil; dinimiz olacak!

 

 

 

Oruç tutmaksa, on bir ay zaten Ramazan ayını beklemiş olan kimselere kaldı.

 

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar