Konuya girmeden önce aklıma gelen ve tasvir çapında ‘cuk oturacak’ olan bir gerçekten bahsetmek istiyorum:
Ağacı yaralayan, onu kökünden koparan baltanın sapı; ağaçtandır!
Ne kadar can yakıcı gözükse de doğrudur.İşte bugünkü konumuz, millî gözüküp; İranî olmak!
Millî Görüş nasıl olmalıdır? Diye bir soru sorduğumuzda kendimize; meydanda gezen şu ‘milli olmayan’ tayfa dışında bir şey gelmiyor akıllara artık.İyi de Milli Görüş neydi ki bu hale geldi? Sorusu da kafamızı kurcalamıyor değil.
Üstadımız Necip Fazıl’ın, Humeyni’ye hayran Erbakan’a ikazları aklımızda yankılanıyor.Sonra tarihe iniyoruz.En diplerine..
…..
‘’Milli Selamet
Partisi, yeni ve vicdan kusturucu bir taktik peşindedir.Şiiliği tutma ve
göklere çıkarma taktiği… Aralarında basın organlarında Şiiliği İslam’ın en saf
ve en emin mezhebi görmeye kadar gidenler vardır.Talimat, herhalde Hoca’dan…
(Şiilik ve MSP başlığı)
Üstadın bu
cümlelerinden sonra aklımıza şu serzeniş geliyor:
‘’1979’da Humeyni’yi
taşıyan uçak İran’a giderken zarar görmesin diye sabaha kadar salat-ı terficiye
okuduk. Pişmanım!’’
Aslî amaca bakıyoruz
da pişmanlık suretinde bir şey göremiyoruz biz.Bakın Şia köpektir, zarar verir
dedikçe, çıkıp meydanlarda ‘’ köpekse karşımızda durup bize saldıracağına
yanımızda dursun başkasına saldırsın.’’ Diyebilecek zihniyette sözde milli
olanları da gördük! Neresi Milli bunun, resmen dinler arası diyalog yapıyor
….. demedik.Dinimizce doğru değildi.Rabbim
affetsin.
Sonra başımızı
kaldırıyoruz.Erbakan’ın Humeyni övgülerini anlatalım diyoruz.Peşine şu slogan
geliyor aklımıza :’’Siyonizm’e düşman ‘ama’ Humeyni’ye hayran Erbakan!’’
Erbakan’ın Başbakan
olarak ilk yurt dışı seyahatini İran’a yaptığını unutmayalım. Ve Başbakan
olarak gerçekleştirdiği bu ziyaretten tam 13 yıl sonra Milli Görüş liderinin
yine İran’a önemli bir ziyaret gerçekleştirdiğini da hatırlayalım…
Işın Çelebi’nin ‘’Ben
12 Eylül’ün İran’da Humeyni hareketinden dolayı olduğunu düşünüyorum. Abdi
İpekçi de İran’da Humeyni’nin Tahran’a geldiği gün öldürüldü. Bu önemli bir
kilometre taşıdır…” dediği ziyaret..
İyi de kardeşim kim
bu Humeyni!? Diye celâllenen bakışlar, kendisini yalnızca bir kaynaktan
okumasınlar.Kur’an-ı Kerim’in eksik olduğunu, Hz.Aişe annemizin ise Hz.Osman
hakkında (haşa!) ‘’Osman domuzdan daha pis ve necistir!’’ dediğini nakletmiş ve
böylece öğrencilerine yani dünyaya ŞİA KÖPEKLİĞİNİ SERGİLEMİŞTİR.
Bakın, Şia hiçbir
zaman kafirle savaşmamıştır. Müslümanlarla savaşmıştır. Neden savaşılır bir
toplulukla? Kendiniz cevaplayın..
Mısır’da Sisi’yi
tutan İran’dır.Libya’da, Afganistan’da biz ne diyorsak tam tersini diyen
İran’dır.Bir de HUTBELERİNE KULAK VERELİM:’’Osmanlı hilalini kırdık…Şimdi
Ortadoğu’ya Şii dolunayını doğuruyoruz!’’
Tabii bir de meşhur,
Kasım Süleymanî muhabbeti.. Ölmeden önce hiç adını duymayanlara ikazımdır.Sözde
Milli Görüş kanalı Süleymanî’yi Amerika’ya karşı bizi koruyan ve göğsünü bizim
için siper eden diye bahsediyor.Oysa Süleymani, Türkiye’nin güneyinde Şii
koridoru kurmak isteyen, Arap coğrafyasıyla Türk milletinin arasını açmaya
çalışan ve PKK-PYD ile anlaşan bir mahlukâttır.Aslında 1979’dan beri Milli
Görüş vesilesiyle aramıza girmeye çalışan Şİİ faaliyetlerinin biraz daha yüksek
seslisidir bu ölüm.
Yahu, Rehberini
Hameney kabul etmiş insandan ne yarar gelir?!
ÖZET YAZISIDIR UZUN
HALİ İLERİDE GELECEK İNŞALLAH
0 Yorumlar