Ütopyalar güzeldir; hele bir de gerçekleşseler…
Gelecek hakkında konuşmak, her zaman ilgi çekicidir. Bu hususun ilgisiz kalması demek, insanın hayal gücünün bir çitle çevrilmesi; dikte edilen birkaç görüşe inanması demektir. İşte bu yüzden de bu özgürlük ortamında geleceğe dair yorum yapmak ve insanlar tarafından da itibar kazanmak her zaman getirisi çok olan bir meseledir.
Farkındaysanız bugün ‘’geleceğin mesleği şudur!’’ diyenlerle falcıların, gezegene bakıp yorum yapanların, burçlarla insanlara ‘gelecekte şu olacaksın’ diyenlerin hiçbir farkı yoktur. Lakin bu diğer gelecekçilerle ‘’gelecek meslekçileri’’ arasında fark şudur: Bunlar uzman öğreticiler, profesörler, doktorlar, mühendisler… cartlar curtlardır. Çok da önemli olmayan bu ‘’makam’’ların önemsiz kişileridir yani.
*
İnsan yalnızca bildikleriyle, ilim yolundaki çabalarıyla, sınırı olmayan koşularda koşmasıyla itibar kazanmaz. İnsana asıl itibar kazandıran şey, ne üzerine çalıştığı; hangi yolda yürümeye niyet ettiği, neyi gerçekleştirmeyi hayal ettiğidir.
‘’Ameller niyetlere göredir.’’ Hadisi şerifi bize aslında niyetlerimizle bir asalet kazanmamız gerektiğini hatırlatır.
1- Niyetimiz ne? 2- Biz kimiz? 3-Ne yapmak istiyoruz? 4-Nefsimiz için mi istiyoruz? 5-Nereye varırsak hedefimize ulaşırız?
Buyurun bir işe koyulmadan evvel bu hadisi şerifin ışığında bu sorulara yanıt verin lütfen. Çünkü yarın ahirete varınca yalnızca yaptıklarımızdan sorumlu olmayacağız. Sürekli unutuyoruz, YAPABİLECEKKEN YAPMADIKLARIMIZDAN DA SORUMLUYUZ.
*
Türkiye, her şeyin ikinci elini kullanıyor! Her şeyin yahu. Yurt dışında her şey ilk olarak deneniyor, daha sonra biz deniyoruz. Meslek seçimi başta olmak üzere, hayat şeklimiz tamamen daha önce yaşanmış olan ve bize de aykırı olan şeyler üzere devam ediyor. Düşünüyorum da neden hiçbir şeyi ilk olarak biz denemiyoruz? Acaba özgür düşünemediğimizden mi? Bizden makam olarak yüksek olanların saçma sapan ‘’gelecek’’ hayallerini dinlediğimiz için mi?
Bilmiyorum… Lakin tek bildiğim şey vardır o da şudur: ÖZGÜNLÜKSÜZ BİR GENÇ HİÇBİR ŞEY YAPAMIYOR! TAKLİTÇİLİKTEN BAŞKA…
*
Önce veriler…
|
İşgücü |
İstihdam |
İşsiz |
İşgücüne
katılma oranı (%) |
İstihdam
oranı (%) |
İşsizlik
oranı (%) |
Yüksekokul veya fakülte mezunu |
9.143 |
8.004 |
1.138 |
76,5 |
67,0 |
12,4 |
Eğitim |
1.336 |
1.195 |
141 |
71,5 |
64,0 |
10,5 |
Sanat |
278 |
224 |
54 |
72,5 |
58,4 |
19,4 |
Beşeri bilimler |
336 |
285 |
51 |
67,9 |
57,6 |
15,2 |
Diller |
173 |
150 |
22 |
67,8 |
59,0 |
13,0 |
Sosyal bilimler ve davranış bilimleri |
706 |
599 |
107 |
74,4 |
63,1 |
15,1 |
Gazetecilik ve enformasyon |
39 |
31 |
7 |
78,0 |
63,7 |
18,3 |
İş ve yönetim |
2.567 |
2.258 |
308 |
77,5 |
68,2 |
12,0 |
Hukuk |
260 |
239 |
21 |
80,5 |
74,0 |
8,1 |
Biyoloji, çevre ve ilgili birimler |
73 |
64 |
9 |
75,0 |
65,7 |
12,4 |
Fiziki bilimler |
165 |
146 |
19 |
78,5 |
69,6 |
11,3 |
Matematik ve istatistik |
89 |
83 |
6 |
82,1 |
76,6 |
6,8 |
Bilişim ve iletişim teknolojileri |
125 |
105 |
20 |
76,0 |
64,0 |
15,8 |
Mühendislik ve işleri |
1.046 |
935 |
111 |
86,8 |
77,6 |
10,6 |
İmalat ve işleme |
165 |
143 |
22 |
74,1 |
64,2 |
13,3 |
Mimarlık ve inşaat |
352 |
296 |
56 |
78,5 |
66,0 |
15,9 |
Tarım, ormancılık ve balıkçılık |
172 |
155 |
17 |
79,7 |
71,6 |
10,1 |
Veterinerlik |
59 |
51 |
8 |
79,7 |
68,7 |
13,8 |
Sağlık |
720 |
635 |
85 |
80,7 |
71,2 |
11,9 |
Refah (Sosyal hizmetler) |
84 |
61 |
23 |
65,3 |
47,6 |
27,1 |
Kişisel hizmetler |
200 |
168 |
32 |
70,2 |
59,1 |
15,8 |
İş sağlığı ve ulaştırma hizmetleri |
80 |
67 |
13 |
84,2 |
70,3 |
16,5 |
Güvenlik hizmetleri |
118 |
113 |
5 |
70,3 |
67,0 |
4,6 |
Yukarıda gördükleriniz 2021 yılına ait verilerdir. Fakat 2023-2024(30’a kadar yazardım) yılında her şey tam tersi olabilir. Yine de söylemekte fayda var: İki yıllık yani önlisans dediğimiz fakülte mezunları lisans mezunlarından daha fazla ve daha kolay istihdama sahipler. Demem o ki, hayalinde olmayan fakat herkesin ‘’heyt* ne bölüm be!’’ diye gıptayla baktığı bölümü kazanacağımıza hayalimizde olan ve belki okulu bile olmayan bir mesleği yapmaya çabalasak en doğrusunu yapacağız!
‘’Ama olur mu öyle şey, 2022 yılındayız üniversite okumayana ekmek mi var!’’ dediğinizi duyar gibiyim. Nice otomotiv sanayisinde ustalar var aylık gelirleri 50.000 ₺ yi bulan. İlkokula da gitmemişler hatta, okuma yazmayı askerde öğrenmişler. Marangozlar yine aynı, fırıncılar; yemek sektörü, kafe işletenler, nicesi…
Okuyana bakıyorum şimdi de Hukuk mezunu 50 bin işsiz var, Mühendisliklerde 200 bine yakın işsiz var. Daha da artıyor bu işsiz listesi…
Önlisans bölümlerinde okuyan arkadaşlarım beni uyardılar bizim bölümümüzü ve atama oranını da söyle diye. Söyleyeyim: Ormancılık okuyor ve araştırdığımda çoğu lisans mezunundan daha düşük bir puan alarak meslek sahibi olacak bu yıl nasipse.
*
Bu ülkede temel problem, kendi hedefi için çalışan çok az insan var; herkes bir başkasının hayalini gerçekleştirmek için çabalıyor. Sonuç mu? Hüsran… Ve akılda hep ‘’ah be keşke!’’ kelamı.
*
Matematiği iyi olana ‘edebiyata yoğunlaş bak kazanamazsın’ dediler. Edebiyatı iyi olana ‘Matematiğe çalış bak bir şey olmaz senden’ dediler. Halbuki Matematiği iyi olana Matematikte en iyisi ol inşallah; Edebiyatı iyi olana da buradan ilerle de bir Edebiyatçımız olsun demeliydiler.
*
DOLDUR-BOŞALT EĞİTİM SİSTEMİNDE ( MİL-Lİ EĞİTİM) OLACAK OLAN BUYDU ZATEN. SONUÇSA HEP HÜSRAN HEP AKILLARDA BAŞKA ŞEYLER…
(Doldur-Boşalt Eğitim Sistemi: Sınava kadar her şeyi doldur beynine ezberle ezberle, sınavda hepsini dök kağıda. Tamamdır bu iş başardın! Mutlu mu değilsin? Mutlusun mutlusun bak mühendis oldun)
TELEVİZYONDA, TELEFONDA YALNIZCA BİR KERE GÖRECEĞİN ADAMLARI DİNLEME GÜZEL KARDEŞİM. YUKARIDA SAYDIĞIM BEŞ SORUYA YANIT VER. NE YAPACAĞIN ORTAYA ÇIKSIN. SEVDİĞİN ALANDA İLERLE, ELBET SENDEN İYİSİ YOK OLANA DEK İLERLERSİN!
UNUTMA, BOŞ DENEN BÖLÜMLERİN MEZUNLARINA DA ÖDÜLLER VERİLİYOR. BAŞARI HİÇBİR ZAMAN ÖDÜLSÜZ KALMAZ!
0 Yorumlar