ASIL VİRÜS FİKİRDİR! -köşe - Murat Şah VURAL

ASIL VİRÜS FİKİRDİR! -köşe

 


Müslümanlar olarak her zaman olduğu gibi bugün de zor günlerden geçsek de üstesinden gelmeyi biliyoruz.Elhamdulillah!

Neden bu cümleyi kuruyorum? Çünkü geçmişimde  görmüşüm beden ile cihad edenin kazandığını, bütün toplumun, kadın-erkek ayırmaksızın, meydanlarda zafere gider gibi ölüme gittiklerini.Şimdi ise beden ile değil, fikir ile galip geldiğimizi!

Bilindiği üzere bir süredir evlerdeyiz. Okullar tatil edildi.Bu süreçte çalışmalar yapıldı.Ama evde olmamız yasak olduğundan değil, hem kendimizi hem de milletimizi korumak içindi.Özellikle yaşlıların korunması, yani dedelerimizin ninelerimizin korunması için.Devletimiz birtakım yasaklar getirdi konu hakkında hatta.Bu da tedbir amaçlıydı, yani yaşlılarımızı korumak için.Bu yasaklar ‘edepten yoksun’ kimseler için bir dalga malzemesi oldu.Dün büyüttüğü ‘çocuğum’ diye sevdİği bir varlık, ona bugün ‘’AMCA BAK EVE GİR ŞİKAYETİ BASARIM!’’ dedi ve yanağına aşağılarcasına iki tokat attı.Biz o gün de evimizdeydik.O ahlaksız, Süleyman Soylu ile birebir görüşürken de, cezasını çekerken de evimizdeydik…

Neden vurguluyorum bunları? Ortadaki çalışmaları görmek istemeyen, bu ‘temizlikten’ şikayetçi olanlara duyuruyorum.Eğer temizlenme vaktiniz gelmişse, bu devlet Müslüman bir devlettir! Temizlik de imandandır!..

İman demişken, sağlık çalışanlarımızı bu üst düzey faaliyetlerinden dolayı tebrik ediyoruz.Ve evet, alkışlıyoruz da! Alkışımızı 83 milyon hep beraber yaptık.Sokaklar, caddeler, şehirler alkış sesleriyle doldu.Peki son günlerde yapılan dua ve tekbirlere kaç kişi katıldı? (MİLYON DEMİYORUM, KAÇ KİŞİ). Biz, laik bir ülkede doğduk.Buna üzülsek mi sevinsek mi siz karar verirsiniz orasına karışmıyorum.Ama burada eğer biz ‘resmiyette’ %99 Müslümansak(ki değerler şöyledir: Yüzde 89.5: “Allah’ın varlığına ve birliğine inanıyorum.”- Yüzde 4.5: “Bir yaratıcı olduğunu düşünüyorum ama dinlere inanmıyorum.”- Yüzde 2.7: “Bir yaratıcı olup olmadığından emin değilim.”- Yüzde 1.7: “Bir yaratıcı olduğunu düşünmüyorum.”- Yüzde 1.7: “Cevap yok.”) o tekbirlere de tıpkı alkışa katıldığımız gibi katılacaktık…

..

Bir diğer gündemimiz de Tele1 adlı kanalda, şöyle bir konuşmanın geçmesidir:

‘’Öğretmen de türbanlı, anlatan o, bak mesela bunu yapmaları yanlış. Binlerce öğrenciye rol model olarak türbanlı öğretmen vermek çok yanlış. Yani bana bunu böyle özgürlük falan diye anlatmayın kardeşim, öğretmenin görüntüsü türbanlı öğretmen değil. Yani imaj olarak var mı var, maalesef var ama bana göre yanlış... İlk gün türbanlı öğretmenle başlamak kadar facia bir şey olamaz.”

BAKIN BU KONUŞMA VİRÜSTEN DAHA TEHLİKELİ BİR KONUŞMADIR!

Mehmet Akif, ‘’Bacımın örtüsü batmışsa zalimin gözüne, billah acırım tükürsem yüzüne!’’ derken; tam da bunlardan bahsediyordu işte…

Kelebek etkisi diye bir teorem vardır.Yani bir şeye önce bir kişi ile başlanır sonra büyür.Şimdi bu Can Ataklı adlı birey, düşünmeme ve bilmeme devrimini başlatmaya çalışmaktadır.Türbanı bir gerilemenin sembolü olarak adlandırmaktadır.Bunun dedeleri de böyleydi! Nasıl mı? Gidin İngiltere tarihine bakın, Amerika tarihine bakın, kendilerinden aşağıda gördükleri milletlere nasıl liderler(!) gönderirler.Sonrasında bu liderler(!) orada neler yapar.İşte onun dedeleri... Bir de benim ceddim var. Hani şu ‘türbanlı olanlar’;Nene Hatun, Şerife Bacı, Kara Fatma… ama o bunu kabul etmediğinden, bunun zihniyetindekilere göre de yanlış gözüktüğünden onların koruduğu bu vatanı da sevmez.Geri kalmış topluluk der, A.B.D’nin söylediklerine iman eder.

Şu gericilik muhabbeti ise baştan beri canımı sıkan bir olgudur.’’4.Murat’a , Süleyman devrine dön! Diye haykıran Koçi Bey’den Reşit Paşa’ya kadar Osmanlı Devleti’nin bütün ıslahaçıları gerici!’’ Der Cemil Meriç.

Bir de şive, yaş esprisi yapan Ayşenur Arslan! Çıkıyor Halk Tv programında ‘’AK PARTİ’NİN SEÇMENİ HEP 65 YAŞ ÜSTÜ, AK PARTİ BURADAN ÇOK OY KAYBEDER!’’ tarzı ağzını geve gevşete laf çarpıtıyor.

Biz Türk ve Müslüman bir milletiz.Özümüzü, tarihimizi ve benliğimizi bu ’okumuş’ maskesi altındaki sözde entelektüel objelere verecek değiliz! Onlar da vermiyorlar özlerini baksanıza!

Dünya siyasetindeki şu Doğu-Batı mukayesesini hatırlayın: o Batı’daki insanların gözlerinin kapalı, nereye gideceğini bilmeyen, ellerini hakikati aramak için kaldıran, tutan ve bu değildir diyerek geri bırakan bir toplum olduğunu; Doğu’dakinin ise ilim sarayının içine iman anahtarı ile girdiğini, Kur’an-ı Kerim’den almış olduğu işaret ve ilhamlarla onun her tarafını aydınlatarak dolaştığını, öğrendiğini ve öğrettiğini unutmayın!…

CEDDİNİZİ İYİ TANIYIN!

Yorum Gönder

0 Yorumlar