PARAN MI? VATAN MI? -köşe - Murat Şah VURAL

PARAN MI? VATAN MI? -köşe


Her özgür insan yapmış olduğu tercihler üzerine yaşar.Yaşadığı devletinin de en küçük temel yapı birimidir.Yaşadığı devletin ön kapağıdır.Ve hiç şüphesiz tek bir insan yalnız başına bütün dünyayı değiştirebilir.İnsanoğlunun tarihi ise bu gücün nasıl ve ne amaçla kullandığının hikayesidir…

İnsanlar emek verdikleri; çabaladıkları her olgunun bir karşılığını beklemişlerdir.Bu ister maddi olsun ister manevi olsun bir ‘’kazanç’’ olarak görülmüştür.Ve bitmek tükenmeyen insanın zihnini kurcalayan hırsı onu harcamıştır denilebilir.İşte bu hırsı maddiyata dönüştürmek için çeşitli oyunlar sürdürdüler ve ne yazık ki kazandılar da.Siyonistler kurulduğu ilk günden itibaren tüm bankaları almak için çabaladılar.Siyaset oyunlarında parayı ön plana almayı çok istiyorlardı.Nitekim başardılar da; üstelik artık kimseden zorla para almıyorlar herkes onlara gidiyor.Aslında hepimizi hırsımızla köle durumuna getirmişler.Resmen özgürlüğün kölesi durumundayız.Bankalara fazlasıyla diğer adı faizle her ay hem de hiç aksatmadan haracımızı ödüyor ve hayatımıza devam ediyoruz.Kredi kartlarının ve sahiplerinin hatta bu sistemin devamı için köle olmuşuz.Çevremizdeki insanlarla iletişimimizi giyim-kuşam ile ‘’benim yaşantım daha lüks’’ ile kuruyoruz.Kapitalist sistemi de coğrafyamıza bu şekilde sokuyoruz işte.Bir heyecana kapılmışız gidiyoruz resmen…

Bizi; Türklüğümüzün adetlerini bozmaya davet ettiler ‘’medeniyet’’ olarak adlandırdıkları yolsuz değişimle.Birbirimizden ayırdılar.Hiç kimse birbirinin aynası değil artık.Bir adamı tanımak için, düşüncelerini, acılarını,heyecanlarını bilmemiz lazım hiç değilse.Hayatın maddi olaylarıyla ancak kronoloji yapılabilir.Ve bu kronolojiyle ne kadar sürdürürsünüz tarihinizi bilemiyorum.Biz; yapacağımız hamlelerin sonunu düşünmek zorundayız.Çünkü bizim kölelikte tecrübeye değil özgür bir insan olmaya ve özgür yaşatmaya ihtiyacımız var!

 Her fikrimizde ve düşüncemizde ilk öncelik vatan olmalıdır.Türk-İslam Devletleri’nin bekâsı olmalıdır.Biz sisteme değil; sistemin bizlere uymasını sağlamaktır.Bir siyasi topluluk olarak gözüken Siyonizm’e o çok istedikleri Müslümanlığın kalbi olan şehri kendi paralarımızla veriyoruz.Her dış ticarette bir kurşun atıyoruz Yemen’e.Gözlerimizin önünde katlediyorlar Türkleri Doğu Türkistan’da.Ama bizim bu zulümlere ses çıkaracak vaktimiz kalmadı çünkü biz vaktimizi ‘’Poşet 25 kuruş oldu öyleyse yemek yiyemeyiz artık.’’ Demeye harcadık.Müslümanları uyutmak onların planlarıydı.Bizleri Kur’an-ı Kerim’den ve içerisindeki mesajlardan uzak tutmaktı.Lakin artık gerek duymuyorlar.Bir fitne ateşini evlerimize soktular.Televizyon izlemekten vakit bulamıyoruz artık kitabımızı okumaya; Türk-İslam Devletlerine olan zulmü haykırmaya...

İslam Coğrafyası ve bu vatan bir kağıt parçası; bir demir maden kadar değersiz değildir! Bayrağını çevreleyen şehitlerin kanı ve İslam’ın vatanıdır.Geleceğe sağlam bir nesil bırakabilmek için can vermeyi göze alanların, gazilerin vatanıdır.Gözlerinde bir Cihan İmparatorluğu’nun hüznü olanların, ezanın ulaşmadığı yer bırakmama şiarı olanların vatanıdır.Tarihi Sultanlar, Padişahlar, Ulu Hakanlar; Büyük Komutanlar ve  Asım Nesli olabilme şuuruyla dolmuş olanların vatanıdır.Özgür yaşadığı topraklarda ‘’Devletine baş kaldıranların’’ vatanı değildir.Hiçbir zaman olmayacaktır da!

Tarihimizi en ince ayrıntısına kadar bilmeliyiz demiyorum ancak; en hassas gedik noktalarımız olan manevi hazz’a verilen önem ve maddiyata verilen önemsizlikten haberdar olalım.Bugün insanların kalbine dokunmaktan çok ceplerine dokunmak yakıyor.Cepleri dolu olanlar ise kalbinde huzur arıyor ama yola çıkarken kaybettiği duyguları bulamıyor.Yüreğimizde yanıp kavrulan ‘’Zulme Haykır!’’ ateşini söndürmeyelim ve unutmayalım ki:

‘’İrfan kalelerimize çöreklenen kırk başlı yılanların kırk başını birden ezmek, milli savaşın baş borcudur.’’

Yorum Gönder

0 Yorumlar