Bir aşka ‘‘merhaba!’’ dediklerini duymadım
Gövdemi oluştururken baklalar altından
Bir set ördüler
Edirne’de ‘’yaşamaz bu!’’ dedi.
Benim için.
Derbeder bir anne karnında duyduğum ilk cümle!
Doğru-yanlış ne anlamı vardı..
Bir içki sofrasında sarhoş olmadım
Nergiz çiçekleri değil göğsümdekiler
Ya da kaybetmedim cümlelerimi
Suçlanırken benim parçam, benim yüzümden
‘’Dudağı da yarım doğar
Cümlesiz kalır, devrilmiş bedeni de’’
Heyhat! Duydum bunu doktor!
Bu şiiri bir devrimci olarak yazıyorum
Dünyaya yürümesiyle meşhur olan hani!
Duy beni kulaksız bedeninle
Şah, gülümsemeyi öğrenemez değil,
gülemez dediğini
unutmadım
İlk düşmanım.Kabilim!
Çatlattığın bu sevinçli sel,
Korkunç bir hezeyandır şimdi
oralarda
Mürekkep utanır mı?
Bedenimde seni bir kez arasam
Şehrin derinliklerinde şehri bulsam..!
…
Haklı çıkmadın doktor
Doğarken sana baş kaldırarak doğan
Gökleri göğsünde taşıyana yenildin
…
Bazıları ruh geçirdi dişime
Çağdaş ürpertileri gördüm artık
Hüznün sakladığı kişiye
‘’merhaba!’’ dedim.
Karanlık mıydı bu cümleler?
Sahi,
gerçekler arınmaktan ırak mı?
Polis raporlarında
Rüyalar, hayaller hatta küfür dolu zihinler var mı?
Peki, ‘’bir hayatı çalanların
Suçu da yazılıyor mu?’’
Gün dönerdi bedenime
Yalnızlık sokaklarında seni aradım
Pıhtılaşmış düşüncelerimde,
Düşman oldum tüm doktorlara
Benzimde terler akarken ateşten
Yekpare gökte kan görünce
Zorla okuduğum şiir gibi
Hatırlattın kendini
Hecelere beklediğin aydınlığı ayırıyorum
Beni bul bu satırlarda
Edirneli Kabil
Ben ölmedim, gözlerindeki namludan
Cümlelerim de yarım kalmadı henüz
Haykırdım, kuşaklarda sızı yapan ne varsa
Sana geldi sıra
Kabil’im
Tan yerini ağırtma vakti gelmedi mi?
0 Yorumlar