İLAÇ KARARGAHI (VİRÜS) -köşe - Murat Şah VURAL

İLAÇ KARARGAHI (VİRÜS) -köşe

 


Popüler olmak, ön plana çıkmak, her ne kadar güzel gözükse de aslında birtakım kötülükleri de beraberinde getirebilir.Yani yapacağınız faaliyetlerin herkese açık olması anlamına gelir mesela.Bu da popüler olmayan diğer terimlerin ‘arkadan’ rahatça hareket etmesini sağlayabilir.Bunun en güzel örneğini yıllardır dünya siyasetinde gördüğümüz çok açık ve nettir fakat bize hiç sıçramıyordu.Maalesef her fikre verdiğimiz cevap gibi buna da ‘’aman! Bana dokunmasın da’’ dedik. Ve bu sefer kapımıza geldi…

Bildiğimiz şeylerdir; savaş çıkarılmadan önce yapılanlar vardır.Silah lobileri, ekonomi çökertmeleri vs. fakat bu örnekler bilindiğinden önlemi öyle ya da böyle alınabiliyordu.Oysa her lobiden daha kuvvetli olan ve dünyayı yönetmek için ihtiyaç duyulan en önemlilerinden biriydi o: İlaç lobisi!

’Peki, bu ilaç lobisi ne yapıyor?’ ; önce virüsleri,  peşine de aşıları çıkartıyor.Hastalanan insanlar o ilaçlara, aşılara ‘mecbur’ bırakıldığından koşa koşa yine onlara gidiyor.İşte seviyeleri belirleniyor, bir müddet iyileşeceğine inandırılıyor, bağışıklık sistemi düzelecek vs. vs. ..  Aslına bakarsanız ‘kralı bile köleleştirebilir’ bir sistemdir bu. Tabii kral bu siyasetten haberdar değilse!

Marshall yardımları oldu bu ülkede.’Hani şu Nuri Demirağ’ın fabrikasının kapatılmasına vesile olan!’ Çok geç değil, amcalarımız belki dedelerimiz döneminde. Süt tozlarıyla başladı hatta.Bütün okullara dağıtıldı.Peki, sonrasındaki çeşit çeşit hastalıklar?     

Sonrasında ise Yahudi kökenli ilaç firmaları hemen ’’Aa! Hasta mı oldunuz? Biz de tam onun aşısını yapmıştık!’’ gibi komedi üstü küçük düşürücü bir cümle kurdular ve tonlarca ilaç sattılar…

Sözlerimin başında popüler olmak ‘güzel gözüken’ bir şeydir demiştim.İşte popüler bir ülke: Çin. Hani Doğu Türkistanlı kardeşlerimize yaptıklarını bildiğiniz.Bir tane bile haber kanalının paylaşmadığı, ölüme terk edilmiş Türkler olarak nitelendirilen yaptırımlar vs.. Peki, şimdi neden tüm dünya Çin’in üzerinde ve bir aşı bekliyor? Oysa bir aşı olsa milyonlarca, milyarlarca satacak! Ama yok!,

Merhum Kadir Mısıroğlu, tam 15 yıl önce şunları söyledi:’’ Çin ve Hindistan, ABD tarafından bir mikrop salgınıyla bu ülkelere bir saldırı olabilir. Amerika, gerek Çin’in gerekse Hindistan’ın nüfusunu yakın bir gelecekte mikrop harbiyle azaltmak planı peşindedir.Çin’i 1 Milyar, Hindistan’ı ise 500 Milyon’un altına indirecek tedbir, şarbon mikrobu hadisesinde sabit olduğu üzere, mikrop üretimiyle gerçekleşecektir.’’

Aslında bu bir uyarıydı fakat bizim toplumumuz ona üstad değil, ‘deli’, diyordu! Yazık ki ne yazık!

Yahu bu virüsün doğal yoldan salgılandığını varsaysak bile, Allah, nasıl Nemrut’u bir sivrisinek ile yok etmişse, hani  Hz.İbrahim’i ateşe atan Nemrut! Bu virüsle de birtakım temizlikler olabilir. Burası çok tefekkürlü konular…

Bir de virüsün 2003 yılında ABD tarafından geliştirildiği iddiası var.O iddia da şöyle:

’’ Virüsün 2003'te Amerika Birleşik Devletleri'nde laboratuvar ortamında geliştirildiği kanıtlanıyor.Öncelikle belirtmek gerekir ki Çinli yetkililer virüsün Wuhan kentinde ortaya çıktığını belirtiyor.İddiayı gündeme taşıyan sosyal medya kullanıcıları ayrıca, üzerinde resmi kayıt numarası olan bir belge paylaşıyor. İddialara göre, 2003'te geliştirilen ve patenti alınan virüs, 2020'de yok olacak. Bundan dolayı virüs yok olmadan önce salgın başlatıp aşı satışı hedefleniyor.   Ancak belge üzerindeki patent numarasına bakıldığında söz konusu kaydın bugün Çin'de görülen 2019-nCoV virüsüne değil, 2002-2003 yılları arasında yine Çin'de etkili olan SARS-CoV virüsüne ait olduğu görülüyor.Şiddetli akut solunum yolu sendromu (Severe acute respiratory syndrome-SARS) hastalığına yol açan başka bir koronavirüsle ilgili biyolojik çalışmalara ait kayıtlı doküman bugün görülen 2019-nCoV virüsüne ait bir belge gibi sunuluyor.

Bizler Müslümanlığımızı hatırlıyoruz son günlerde.Müslümanlığın nasıl bir nimet olduğunu yaşayarak görüyoruz.Abdest almanın dahi bir nimet olduğunu, Müslüman’ın temiz gezdiğinden hasta olma riskinin daha az olduğunu görüyoruz.Bilinçlenmeye başlıyoruz artık.İlk emri ‘ oku!’ olan bir dinin emirlerini yeni yeni getirmeye çalışıyoruz…

Son günlerde okuduğum ve çok beğendiğim bir yazıyı paylaşarak sözlerime son vermek istiyorum.Kalın sağlıcakla..

‘’ Virüsün adı Ebola, zarar görenler; temiz su, yiyecek ekmek bulamayanlar, Afrikalılar olduğunda hayat devam ediyordu.Ne zaman virüsün adı oldu Corona, zarar görenler de modern oldu, işte o zaman hayat durdu.  İki yüzlü dünya, sen de haklısın.Maskeyi hangi yüzüne takacaksın!’’

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar