Popüler olmak, ön plana çıkmak, her ne kadar güzel gözükse de
aslında birtakım kötülükleri de beraberinde getirebilir.Yani yapacağınız
faaliyetlerin herkese açık olması anlamına gelir mesela.Bu da popüler olmayan
diğer terimlerin ‘arkadan’ rahatça hareket etmesini sağlayabilir.Bunun en güzel
örneğini yıllardır dünya siyasetinde gördüğümüz çok açık ve nettir fakat bize
hiç sıçramıyordu.Maalesef her fikre verdiğimiz cevap gibi buna da ‘’aman! Bana
dokunmasın da’’ dedik. Ve bu sefer kapımıza geldi…
Bildiğimiz şeylerdir; savaş çıkarılmadan önce yapılanlar
vardır.Silah lobileri, ekonomi çökertmeleri vs. fakat bu örnekler bilindiğinden
önlemi öyle ya da böyle alınabiliyordu.Oysa her lobiden daha kuvvetli olan ve
dünyayı yönetmek için ihtiyaç duyulan en önemlilerinden biriydi o: İlaç lobisi!
’Peki, bu ilaç lobisi ne yapıyor?’ ; önce virüsleri, peşine de aşıları çıkartıyor.Hastalanan
insanlar o ilaçlara, aşılara ‘mecbur’ bırakıldığından koşa koşa yine onlara
gidiyor.İşte seviyeleri belirleniyor, bir müddet iyileşeceğine inandırılıyor,
bağışıklık sistemi düzelecek vs. vs. .. Aslına
bakarsanız ‘kralı bile köleleştirebilir’ bir sistemdir bu. Tabii kral bu
siyasetten haberdar değilse!
Marshall yardımları oldu bu ülkede.’Hani şu Nuri Demirağ’ın fabrikasının
kapatılmasına vesile olan!’ Çok geç değil, amcalarımız belki dedelerimiz
döneminde. Süt tozlarıyla başladı hatta.Bütün okullara dağıtıldı.Peki,
sonrasındaki çeşit çeşit hastalıklar?
Sonrasında ise Yahudi kökenli ilaç firmaları hemen ’’Aa! Hasta mı
oldunuz? Biz de tam onun aşısını yapmıştık!’’ gibi komedi üstü küçük düşürücü
bir cümle kurdular ve tonlarca ilaç sattılar…
Sözlerimin başında popüler olmak ‘güzel gözüken’ bir şeydir
demiştim.İşte popüler bir ülke: Çin. Hani Doğu Türkistanlı kardeşlerimize
yaptıklarını bildiğiniz.Bir tane bile haber kanalının paylaşmadığı, ölüme terk
edilmiş Türkler olarak nitelendirilen yaptırımlar vs.. Peki, şimdi neden tüm
dünya Çin’in üzerinde ve bir aşı bekliyor? Oysa bir aşı olsa milyonlarca,
milyarlarca satacak! Ama yok!,
…
Merhum Kadir Mısıroğlu, tam 15 yıl önce şunları söyledi:’’ Çin ve
Hindistan, ABD tarafından bir mikrop salgınıyla bu ülkelere bir saldırı
olabilir. Amerika, gerek Çin’in gerekse Hindistan’ın nüfusunu yakın bir
gelecekte mikrop harbiyle azaltmak planı peşindedir.Çin’i 1 Milyar, Hindistan’ı
ise 500 Milyon’un altına indirecek tedbir, şarbon mikrobu hadisesinde sabit
olduğu üzere, mikrop üretimiyle gerçekleşecektir.’’
Aslında bu bir uyarıydı fakat bizim toplumumuz ona üstad değil,
‘deli’, diyordu! Yazık ki ne yazık!
Yahu bu virüsün doğal yoldan salgılandığını varsaysak bile, Allah,
nasıl Nemrut’u bir sivrisinek ile yok etmişse, hani Hz.İbrahim’i ateşe atan Nemrut! Bu virüsle de
birtakım temizlikler olabilir. Burası çok tefekkürlü konular…
Bir de virüsün 2003 yılında ABD tarafından geliştirildiği iddiası
var.O iddia da şöyle:
’’ Virüsün 2003'te
Amerika Birleşik Devletleri'nde laboratuvar ortamında geliştirildiği
kanıtlanıyor.Öncelikle belirtmek gerekir ki Çinli yetkililer virüsün Wuhan
kentinde ortaya çıktığını belirtiyor.İddiayı gündeme taşıyan sosyal medya
kullanıcıları ayrıca, üzerinde resmi kayıt numarası olan bir belge
paylaşıyor. İddialara göre, 2003'te geliştirilen ve patenti alınan virüs,
2020'de yok olacak. Bundan dolayı virüs yok olmadan önce salgın başlatıp aşı
satışı hedefleniyor. Ancak belge
üzerindeki patent numarasına bakıldığında söz konusu kaydın bugün Çin'de
görülen 2019-nCoV virüsüne değil, 2002-2003 yılları arasında yine Çin'de etkili
olan SARS-CoV virüsüne ait olduğu görülüyor.Şiddetli akut solunum yolu sendromu
(Severe acute respiratory syndrome-SARS) hastalığına yol açan başka bir
koronavirüsle ilgili biyolojik çalışmalara ait kayıtlı doküman bugün görülen
2019-nCoV virüsüne ait bir belge gibi sunuluyor.
…
Bizler Müslümanlığımızı hatırlıyoruz son
günlerde.Müslümanlığın nasıl bir nimet olduğunu yaşayarak görüyoruz.Abdest
almanın dahi bir nimet olduğunu, Müslüman’ın temiz gezdiğinden hasta olma
riskinin daha az olduğunu görüyoruz.Bilinçlenmeye başlıyoruz artık.İlk emri ‘
oku!’ olan bir dinin emirlerini yeni yeni getirmeye çalışıyoruz…
Son günlerde okuduğum ve çok beğendiğim
bir yazıyı paylaşarak sözlerime son vermek istiyorum.Kalın sağlıcakla..
‘’ Virüsün adı Ebola, zarar görenler;
temiz su, yiyecek ekmek bulamayanlar, Afrikalılar olduğunda hayat devam
ediyordu.Ne zaman virüsün adı oldu Corona, zarar görenler de modern oldu, işte
o zaman hayat durdu. İki yüzlü dünya,
sen de haklısın.Maskeyi hangi yüzüne takacaksın!’’
0 Yorumlar