GÜVEN SAÇAN NUR -köşe - Murat Şah VURAL

GÜVEN SAÇAN NUR -köşe

 


            Mekke’de bir telaş vardı.Kâbe yeniden inşa ediliyordu.Yavaş yavaş bitmişti.İnşa’nın göz bebeği, en değerlisi olan Hacer-ül Esved taşı yerine koyulacaktı.Dört kabile neredeyse savaşa girecekti birbiriyle.Çünkü bu olay çok kutsal bir olaydı.Herkesin keşke biz yapsak diyerek yaklaştığı bir meseleydi Hacer-ül Esved.Dört kabilenin en bilgini ve en zekisi olan bilgine danıştıktan sonra büyük bir karara vardılar.Gösterdikleri kapıdan kim girerse Hacer-ül Esved’i yerine o koyacaktı.Dört kabilenin bireyleri, kapıdan güvenilir birinin girmesi için dualar ediyordu semâya.Zaman geçtikten sonra o kapıdan bir nur girdi.Dört kabilenin bireylerinin gözleri yıldız olmuş parlıyordu resmen.O nur Peygamber Efendimiz’di.Bu olayı ona anlattıklarında şöyle bir karara vardı peygamber.Sırtındaki yeleğini çıkardı ve dört kabilenin bireylerinden taşı yeleğinin üzerine koymalarını istedi.Daha sonra yeleğin dört ucundan dört kabilenin tutup kaldırmalarını ve koyulacak yere götürmelerini istedi.Onlar yeleğin ucundan tutup taşı kaldırdıktan sonra Efendimiz, o mübarek nur elleriyle taşı yerine koydu.Adaletin en büyük temsili olan Efendimiz, yirmi üç yılda canî bir toplumu ne hâle getirmişti öyle.Karıncayı bile incitmeyen büsbütün Müslüman olan bireyler vardı artık.Yirmi üç yılına neler sığdırdın ya resul.Ne güzel bir nesil oldu bak neslin.Asım’lar, taha’lar ve nice nesiller ‘’Ben buradayım!’’demek için can atıyorlar.Sen varken yetimlerin- öksüzlerin yüzü hiç düşmezdi ve hâlâ öyle Efendim.Sen vardın, sular susar seni dinlerdi.Sen hadis söylerdin, not alırdı sahabelerin.Bak o notlar ne nesil bıraktı arkanda Efendim.Ebubekir’in vardı senin.sıdk sesi, güven saçan nur, güven yollarının bembeyaz güvercini olmuş semâ’ da el açıp nesline dua eden.Ömer’in vardı, neslinin en günahkâr gününün bile ondan sorulacağını söyleyen.Müslüman kardeşlerinin en kötü zamanlarında varını yoğunu ortaya koyan, ceplerini boşaltan.Osman’nın vardı, dosta güven saçardı o.Düşmanı toprağından titretir, yaşamını turap ederdi.Ali’n vardı, daha küçücük yaşta iman eden.Sözleriyle kalplerde taht kuran mübarek, dilinden kur’an düşmeyen nurdu ve sen vardın ya resul.Güven saçardın etrafına.Dini ne olursa olsun tüm insanlık sana güvenir, mallarını sana emanet ederdi.Müslümanlar ise kalplerini sana emanet etti ya resul.Dünya senin aşkın için var.Bu dünya senin uğruna ağlar, bağırışlar eder.Kalplerimizde feryad ettiğimiz hadislerinde yol gösteren, karanlık yolları ve olayları aydınlığa çıkarırdın Efendim.Ahmet Yesevi gibi gözlerimiz görmüyor yaşımız olunca altmış üç.Senin yokluğun Mevlâna gibi döndürüyor mübarek neslini.Müslümanların kalbinde büyük yara oldu yokluğun.Sensiz nefse karşı gelmek tek dişi kalmış canavara karşı gelmekten zor.Sen yoksun Efendim, sen yoksun Efendim.Bugünde seni andık ya resul, ölene kadar bu diller senden medet umar ya resul.Selam olsun sana ey gönül eşimiz.Selam sana andelibi Zişan, selam sana Muhammed-ül Emin’im. selam sana!

Yorum Gönder

0 Yorumlar