Okullar ve Eğitim: 1900’lerden 2025’e… - Murat Şah VURAL

Okullar ve Eğitim: 1900’lerden 2025’e…


 


Okul sistemini düşündüğümüzde hemen aklımıza gelen, sırayla dizilmiş sıralarda oturan öğrenciler, tahtada yazan öğretmen ve o öğretmenin ezberletmeye çalıştığı dersler. 1900’lerin başından bu yana eğitim neredeyse aynı şekilde işliyor(Kimse ‘farklı yahu’ diyemeyecektir tahminen). Belki biraz teknoloji eklendi, belki öğrenciler daha konforlu sınıflarda eğitim alıyor ama temelde değişen çok bir şey yok kabul edelim.. Öğrencinin görevi hâlâ öğretmenin söylediklerini doğru bir şekilde ezberleyip sınavda doğru cevabı yani öğretmenin düşüncesini yazmak.

Bunu söylemek, genellikle “yeni bir şey” söyleyen biri olmak anlamına gelmiyor ama şunu kabul edelim: Okul sistemimizin halen büyük ölçüde 20. yüzyıldan kalma bir yapıyı taşıyor. 2025 yılındayız evet, teknolojinin, dijitalleşmenin, hatta pandeminin bile okulları çok değiştirdiği söylenebilir belki. Ama bu “değişim”in gerçekten eğitim sistemini değiştirmek için yeterli olup olmadığı hâlâ tartışma konusu.. Öğrenciler hâlâ aynı eski gelenekle yetişiyorlar: Önce öğretmen konuşur, sonra öğrenci konuşur ve nihayetinde sınavdan geçmek için öğrenci ezber yapar. Ne kadar dijital bir sınıf olsa da, daha hızlı internet olsa da, bu modelde köklü bir değişiklik olmadığını görebiliyoruz.

Aslında gerçek meselemize gelecek olursak, eğitimde sorun sadece sistemin eski olması mı? Hayır, sorun bence şu: Bizim eğitimdeki amacımız ne? Sadece doğruyu öğretmek mi? Sadece öğretmenin doğru bildiği her şeyi öğrenciye aktararak geçmek mi? Eğitim, sadece dersten bir geçer not almak, sınavları geçmek değil; düşünmeyi, sorgulamayı, yaratıcı olmayı, insan olmayı da öğretmeli değil mi? Ama baktığınızda 2025’te, okul sistemimiz hala ne öğretileceği, nasıl öğretileceği, hangi sıralamada verileceği gibi sorulara takılı kalmış! Yazık mı ediliyor yahut da edildi? Bilemiyorum.

 

Şimdi soralım: Hangi sorular sorulmalı? 2025’te eğitimin amacı ne olmalı?

Öğrenci okulu bitirip “iyi bir insan” olmalı mı, yoksa sadece sınavlardan iyi notlar almak için orada mı bulunmalı? Eğitimde şu çok temel bir soruya hâlâ net bir cevap veremiyoruz: Öğrencinin gerçekten öğrenmesi mi önemli, yoksa sınavdan geçmesi mi?

Bence burada yanlış bir yerdeyiz. Artık, yalnızca bilgi aktarımı değil, düşünme biçimi öğretilmeli. 1900’lerde belki bilgiye erişmek zor oluyordu, belki insanlar öğrenmeyi çok daha resmi ve katı bir şekilde algılıyordu ama günümüz dünyasında bilgiye ulaşmak, öğrenmek çok kolay hale geldi yahu! Bugün internetin bir köşesinde istediğimiz her türlü bilgiye ulaşmak mümkün. Artık öğretmenler, öğrencilerin düşünme biçimlerini geliştirmeli. Öğrencilerin sorgulayan, yaratıcı, daha eleştirel düşünen bireyler olarak yetişmesi çok daha önemli. 2025’te eğitimin, öğrencilerine doğruyu ezberletmekten çok, doğruyu nasıl bulacaklarını öğretmesi gerekiyor.

 

Bunun için okulda ezberci sistemden çıkmalıyız. Ezberlemek değil, öğrenmenin yollarını keşfetmeliyiz. Eleştirel düşünme, sorgulama, yaratıcı çözümler üretme gibi beceriler okullarda öğretilmeli. Öğrenciler bilgiyi sadece alıp kullanmak yerine, bilgiyi keşfetmeyi, derinlemesine anlamayı, sürekli öğrenmeyi öğrenmelidirler.

Ama bu, sadece öğretmenlere bağlı değil. Eğitim sistemindeki bu değişiklik için, hepimizin bir şeyler yapması gerek. Öğrencilere kendi öğrenme yollarını bulma fırsatı verecek bir ortam yaratmalıyız. Neler yapılabilir diye düşünüyorum da, aslında bu proje bazlı eğitim ve grup çalışmaları, her öğrencinin kendi ilgi alanında, kendi hızında öğrenmesine olanak tanıyacak yöntemlerdir. Yani usulü de belli aslında; dijital araçlar sayesinde, öğrenciler kendi hızlarına göre derslere adapte olabilir, online platformlar üzerinden daha fazla araştırma yapabilir, sosyal medyada farklı fikirlerle karşılaşabilir. Ama elbette, her şeyin başı öğretmenlerdir. Öğretmenler, bilgi aktarımından daha fazlasını yapmalı. Onlar, yönlendirici, ilham verici olmalı. Bencillikten kurtulmalı artık! Yıl 2025!

Bunun yanı sıra, sınav sistemini de yeniden düşünmek gerekli.(Türkiye’de sınav sistemi hakkında konuşmak hatalı olacak galiba her an her şey değişebiliyor! 5 yıl önce bir yazımda bahçe ve bahçıvan örneğinde bunu anlatmıştım, hala aynı değişen bir şey yok) Çünkü sınavlar hala ezberci bir yapıyı pekiştiriyor. Sadece doğru cevabı vermek, öğrencilerin ne düşündüklerini ya da ne öğrendiklerini tam anlamıyla gösteren bir yol değil. Açık uçlu sorular, portföy değerlendirmeleri, proje bazlı notlar gibi alternatif yöntemler, öğrencilerin sadece bilgiye değil, düşünme becerilerine dayalı olarak değerlendirilmelerine olanak tanır. Öğrencilerin her derste katılımcı olmaları, sorgulayan bir tutum sergilemeleri çok önemli. Ve aslında eğitimdeki bu değişim, geleceğe dair çok daha önemli beceriler kazandıracaktır. Yani bir çocuk yaptığı projesiyle ön plana çıkmalı, aldığı notla değil artık!

 

2025 ve sonrasında eğitim anlayışımızın evrimleşmesi gerek. Ezberden çıkıp, sorgulamaya, araştırmaya ve yaratıcı düşünmeye geçmeliyiz. Çünkü akıl ve fikir özgürlüğü eğitimde en önemli hedef olmalıdır. Hepimiz bir toplum olarak, eğitimde bu değişimi gerçekleştirmeye başladığımızda, sadece sınavları geçebilen değil; dünyayı değiştirebilecek düşünürler, araştırmacılar, liderler yetiştirmiş olacağız.


Kalın Sağlıcakla..

Yorum Gönder

0 Yorumlar