Kesik bir fotoğraftan çağırılan bir çocuğun
Koşar adım hayat denen bu zulmete
Hiçbir şeyi olmadan geldi
Hiçbir şeyi kalmadan
gitti.
Bu sefer ilk kez
şimdilik
Çağırmadı yeğenini.
Zalim bir şüphe bıraktı ardında
Haykırdı, gördüm bu dünyayı
Bir amentü etmez ne kadar ye’s varsa
Kimsenin dünyadan zerre getirdiğini
görmedim
Öyleyse gelin gelenin dönmediğine
Yüzümüzü dönelim, Allah’a.
Yaşarken o benim özüm gibi manalı
Konuşurken hoşgörülü
Dışardan heybetli ve vakarlı
Debelenen bu dünya hengamesinde
Hiç kalp kırmadı.
Gençti söz ona verildiğinde
Okul birincisiydi
Topraktan sıyrılırcasına
Çöle dönmüş bu masivada
Olur da ufacık bir zerrede
Hakkım kalır diyerek
Ticareti seçti
Sünnettir dedi tebessümü en kötü anında dahi
Eksik etmedi
Onunla konuşmak
Müreffeh yarınlar gibi,
Ekmek gibi, su gibiydi.
Sekiz yıl
aç, susuz, hastane
dimağında
Hepsini toplasan sekiz etmezdi
Dünyalık yaşantısı.
Otuz beş demedi.
Beni kendine,
bense kendimi ona
benzetirdim.
Müslümanların haline bak! dediğinde
Gençti.
Hiç yaşlanmadı!
Müslümandı.
Harekete geçmek istiyordu.
Ve hala geçtiğimiz gün
Aramızdaydı ve
Müslümanlara bak! Diyordu
O, davasıyla Müslümandı.
Kırmadan, dökmeden adım atmaya çalışırdı da
Adımlarına illeti engel oldu
İnşallah kalkacağım göreceksin
birlikte çalışacağız derken
muhayyelesinde
Gazze’dekilere bakıp utanmıyor musunuz?
Diyordu.
Her anımda yanımdaydı.
Bir an yalnız bırakmadı.
O gitti.
ben kaldım
Biricik dayıcığım,
Rabbine kavuştu.
Rabbim onu rahmetiyle kuşatsın.
Eğrilmeden, dimdik kalabilmeyi
Son kez
Gösterdi.
Ve
gitti
0 Yorumlar