Kazanmak.. Önceleri bu kavramı duyunca; insanın gururlanacağı,
hayatında birtakım olumlu değişiklerin yaşanacağı ve bu sebeple ‘kazanmaya’
giden yolların yorucu olduğunu ve sonunda da buna değeceğini
Sanırdım.
Varoluşsal süregelişimizi süsleyen bu silsileler, elimizde
olmayan şekillerde sonuçlanınca ne de anlamlı oluyor öyle!
Saygıdeğer Y.K.S adayları, aziz kardeşlerim.. Bin kez bu
saçma sapan kendini ‘kitle gelişim uzmanı, yok bilmem cart curt uzmanı, sınav
stres uzmanı’ her neyse işte onlardan duyduğunuz ‘sakın stres yapma, sınavın
sonu bahar’ yalanına kanmamanızı tavsiye ederim.
Ülkemiz sınırları içerisinde herhangi bir üniversiteye
girdiğinizde o bölüme girmiş tüm herkesle eşit kulvarda yarışa başladınız
demektir. Sakın kendinize şunu demeyin: ‘’Ulan* adam Boğaziçi’nde okuyor ben
Hakkari’deyim, nasıl eşit olalım?’’
Hemen anlatıyorum,
Kişi Boğaziçi Üniversitesi’ne girdi diye adam olmaz. Tam
tersi sen de Hakkari Üniversitesi’ndesin diye adam değilsin denilemez. Sen eğer ki bu 4-5-6 (bölümüne göre değişir
yılları) yılları doğru bir biçimde tamamlarsan, hiç kimse tutup da senin yerine
Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyanı talep etmez. Ediliyorsa adalet ve liyakat(bu
iki kelimeyi araştırmanı öneririm canım kardeşim) yoktur.
Üniversitede 5-6 yıl derse
girsen, kalem kağıt götürsen bile, hatrına mezun ederler zaten. Onu sakın kafaya
takma! Kafaya takacağın şey, sıfırdan kendini nereye kadar itebileceğin olmalı.
‘’Bugün şu konumdayım, yıl sonunda bu konumda olmam lazım, o zaman şu bu
davranışları kazanabilmem gerekir.’’ Diyebilmek, bence üniversiteyi kazanmaktan
daha önemli. Çünkü günümüzde yalnızca adı kalan üniversitelerimizin, madden de
manen de bir değeri kalmadı.(LİYAKAT NEDİR? Yazımız çok yakında yayında
olacaktır.) Eski lise mezunu gibi oldu açıkçası. Burada kişinin kendini geliştirmesinin
ne denli önemli olduğunu görebilmekteyiz.
O yüzden ülkemizin herhangi bir üniversitesinde herhangi bir
bölümüne girmiş olmak, o bölümün en yüksek derecesiyle girenle eşit olabilmek
için yarışa girmiş olmak demek. Mesela X kişisi birinci olarak girdiği bölümde 2.00
AGNO yapıyorken, Y kişisi sonuncu olarak girdiği bölümde 4.00 AGNO yapıyorsa ve
akademik anlamda ilerlemek hedefliyse bu Y kişisi, yarın, dereceyle gelenlerin
önünde Profesör unvanıyla ders anlatabilir. Mesele yarışı doğru değerlendirip
en yüksek şekilde sonuçlandırabilmekte. Üniversiteler araştırmanın ve bilimin
doğuş yuvalarıdır..
Bu yuvalarda kişiler makalelerle ve bilimsel katkılarıyla
alanlarındaki literatür boşluğunu doldurmayı hedeflerler. Y.K.S sınavına girmiş
kardeşim, şimdiden seni tebrik ederim! İki milyon sekiz yüz bin kişinin girdiği
sınavda, bir milyon ve altına girdiysen, ülkemizin en güzel bölümlerinde yerin
hazır. Şimdiden alanınla alakalı literatür taraması yapmaya başlarsan senin ve
ülkemizin gelişimi adına güzel bir doldurma yapmış olursun.
Kalın Sağlıcakla!
0 Yorumlar