Varlık ve Hiçlik: Sartre! - Murat Şah VURAL

Varlık ve Hiçlik: Sartre!

 



Bugün yok olmak istemek, olamamak! Üzere biraz konuşalım istiyorum…

Hepimiz bir noktada, hayatın anlamını sorgulamışızdır. "Bize ne oluyorsa bu dünyada neden oluyordur?" ya da "Neden varız?" gibi sorular kafamızı kurcalar. Birçok düşünür de, bu tür sorulara farklı cevaplar vermiştir ama Sartre, varlık, özgürlük ve hiçlik üzerine yaptığı derin düşüncelerle bu soruları bir başka boyuta taşır. Sartre’ın varlık ve hiçlik üzerine geliştirdiği felsefe, günümüzün insanının (özellikle veteran öncesi insanın) içsel dünyasına ve toplumla kurduğu ilişkilere dair keskin, çelişkili ve çok katmanlı bir bakış açısı sunar. Sartre, insanların varlıklarını nasıl algıladıklarına ve hiçlik ile nasıl bir ilişki kurduklarına dair bir çerçeve çizerken, hayatın anlamını arayışın sadece kişisel bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk olduğunu da vurgular. Bu yazıda, Sartre’ın "Varlık ve Hiçlik" felsefesini daha derinlemesine inceleyecek ve varlık ile hiçlik arasındaki ilişkinin hayatımıza nasıl etki ettiğine dair sorular soracağım..

Sartre, varoluşçuluğun en önemli temsilcilerindendir ve onun felsefesi genellikle özgürlük, sorumluluk ve insanın kendi hayatına anlam katma çabası ile ilişkilendirilir. Sartre’a göre, insanlar, özünden önce var olur. Bu öyle çarpıcı bir ifade ki, varoluşçu felsefenin temel taşlarından biridir diyebiliriz. İnsan, doğar, sonra bir kimlik edinir ve bu kimlik de onun seçimlerine, davranışlarına ve düşüncelerine dayanır. Sartre, insanın bir özü (doğal bir kimliği) olmadığını, ancak kendi özünü yaratabileceğini savunur(ezberimizdeki insan varlığına biraz aykırı olsa da). İnsan, dünyaya geldiğinde bir boşlukla başlar. Sonrasında yaptığı seçimlerle ve aldığı kararlarla hayatını şekillendirir(bir kültür olarak tüm dünyada genelgeçer görüş de bu zaten). Sartre’a göre, "İnsan, kendisini seçerek var olur." Bu, aynı zamanda insanın özgürlüğü ve sorumluluğu anlamına gelir. Çünkü insan, kendi varlık ve kimliğini yaratırken, ona kattığı anlamdan da sorumludur.

Ancak bence Sartre’ın felsefesindeki en ilginç ve derin unsurlardan biri, "hiçlik" kavramıdır. Sartre’a göre, varlık ile hiçlik arasında bir etkileşim vardır ve bu etkileşim insanı derinden etkiler. İnsan, varlığıyla ve içsel boşluğu, yani hiçliğiyle sürekli yüzleşir. Hiçlik, insanın dünyada bir yere ait olamamasının, kendi anlamını bulamamasının farkındalığıdır. İnsan, yaşamın sonunda "hiçlik" kavramı ile karşılaşır; ölüm, varlığın sona ermesidir ve bu da insanın kendi varoluşunun anlamını sorgulamasına yol açar. (Müslüman okuyucularımızın buraya dikkat çekmesini istiyorum. YOK OLMAK!)

Sartre, bu hiçliği insanın hayatındaki temel bir sorun olarak ele alır. İnsan, kendi ölümünü ve bu dünyadaki geçici varlığını fark ettiği anda, bir ‘bulantı duygusu’ içinde olabilir. Bu bulantı, insanın dünya ile olan bağının kopuşunun ve kimlik arayışının bir belirtisidir. Sartre, varlığın anlamının, sadece var olma haliyle değil, aynı zamanda insanın hiçliğiyle yüzleşmesiyle de ilgili olduğunu söyler. Çünkü insan, bir taraftan kendi varlığını oluştururken, diğer taraftan bu varlık hiçbir anlam taşımadığı gerçeğiyle yüzleşir.

Bir başka deyişle, Sartre’a göre insan, hayatını anlamlandırmak için önce hiçliği anlamalıdır. (Yok olduğumda… cümlenin devamını getirebilmek.) Hiçlik, aynı zamanda insanın özgürlüğünü ve sorumluluğunu da beraberinde getirir. Çünkü hiçlik, insanın kendi seçimlerini yapmakla yüzleştiği yerdir. Sartre’ın felsefesinde, insanın karşılaştığı her durum, bir anlam yaratmak için bir fırsat olabilir. Ancak bu, aynı zamanda büyük bir sorumluluk da getirir. İnsan, her seçiminde, her kararsızlığında, dünyaya kattığı anlamla ilgili bir sorumluluk taşır.

 

Sartre, bireyin özgürlüğünü savunurken, aslında insanın kendi hayatını şekillendirmede, ne kadar yalnız ve kaygılı olduğuna da dikkat çeker. Çünkü özgürlük, aynı zamanda çok büyük bir bulantı yaratır. İnsan, özgür olduğunda, ne yapacağını ve nasıl yapacağını bilmeyebilir. Bazen seçim yapmaktan korkar, bazen ise yaptığı seçimlerin sonuçlarından kaygı duyar. Sartre’ın dediği gibi, insan özgürlüğünü kabul ettiğinde, bu özgürlük, insanın bütün yükümlülükleriyle gelir.

Bu noktada Sartre, insanı "öteki" ile de ilişkilendirir. İnsan, yalnızca kendisiyle değil, çevresindeki diğer bireylerle de sürekli bir varlık ilişkisi içindedir. Bu ilişki, insanın anlam yaratma çabasını etkiler. Sartre’a göre, insanlar bir yandan birbirlerinin özgürlüğüne müdahale etmeden varlıklarını sürdürmeye çalışırken, diğer yandan birbirlerinin varlıklarına da anlam katmaya çalışırlar. Ancak bu ilişkilerde "yabancılaşma" da söz konusu olabilir. İnsan, bir taraftan kendini var kılmaya çalışırken, diğer taraftan ötekilerle kurduğu ilişkilerde de yabancılaşır. Bu durum, Sartre’ın varlık ve hiçlik arasındaki çelişkili ilişkiyi daha da karmaşık hale getirir.

Sartre’ın felsefesinde, varlık ve hiçlik kavramları arasındaki ilişki, insanın özgürlüğü, sorumluluğu ve anlam arayışını derinden etkileyen unsurlardır. İnsan, sadece var olmakla kalmaz, aynı zamanda kendi varlığını sürekli olarak yaratmaya çalışırken, karşısına çıkan hiçlik ile yüzleşir. Sartre’ın özgürlük anlayışı, bu sürecin getirdiği kaygı ve sorumluluğu da beraberinde getirir. Sartre, insanın anlam arayışının yalnızca bireysel bir mesele olmadığını, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluk taşıdığını savunur.

Sonuç olarak, Sartre’ın "Varlık ve Hiçlik" felsefesi, yaşamın anlamını arayan her bireyin karşılaştığı en temel sorulardan birine ışık tutar: “Var mıyım, ya da bu var olmak, ne anlama geliyor?” Bu sorular, bir taraftan insanın kendi varlığını keşfetmesi için bir fırsat sunarken, diğer taraftan hiçlik karşısında nasıl bir anlam yaratacağımızı düşünmeye sevk eder. Sartre’ın bakış açısında, özgürlük ve hiçlik, bir insanın yaşamına anlam katma sürecinde sürekli bir içsel çatışma yaratır. Ancak bu çatışma, insanın özgürlüğünü ve kendini yaratma gücünü bulacağı yerdir.

Ve belki de bize Sartre’dan en önemli ders, şu olabilir: "Bizler varız, ve bu varlığımızı nasıl anlamlandıracağımız tamamen bizim elimizdedir!"

 

Kalın Sağlıcakla…

Yorum Gönder

0 Yorumlar