Müslüman kardeşlerim! Hamas, ilk kez duyanlar için belki de medya
yansıtmasıyla bir örgüttür. Ama birlikte biraz bakalım ki bu Hamas kim?
Çok meşhur olmuş ‘’Müslüman Kardeşler!’’ Vardı ya Mısır’da? İşte,
onun Filistin kolu bu kardeşlerimiz. Eğer Müslümansak, kardeşiz! Değil mi?
Peki nasıl girdiler?
Elcevap: İş makineleriyle!
Sonra da tankları ele
geçirerek kitlelerini büyüttüler.
-E demir kubbe vardı?
Ben de aynı soruyu sordum ilk duyduğumda, sonra öğrendim ki
yirmi dakikada beş bin füze atılmış demir kubbeye! Ne muazzam haber.
Bakın, eyvallah Hamas'ın yaptığı ilkesel olarak yerinde ve
dahiyane ama usul ve şekil açısından yanlış olabilir. Bir bağlam üzerinde değerlendirirsek,
birkaç fotoğrafta doğru olmayan şeyler de görüyoruz maalesef.
Senelerdir toprakları
ellerinden zorla alınan ve topraklarını onlardan alan İsrailli sivillerin
her nevi uzi ve bomba taşıma, istediği adamın evine girme hakkı varken travma
noktasına getirilmiş bir toplumun fertlerinden savaş kurallarına göre
oynamasını bekleyemezsin!
Filistin’de bir Filistinliysen köpek ol daha iyi.
Evine çöker; arsanı alır, çocuğunu sebepsiz tutuklar. Evine
yerleşen bir Fas Yahudi yerleşimci asla sivil değildir.
İsrail halkı 57 yaşına dek askerlikle yükümlü olduğu için
bir kere kanunen sivil olamaz, yerleşimcilerse hiç değildir ama o
yerleşenlere cesaret veren politikacılar ve onların sürekli gazladığı halk, bu
yaptığının en çok kendisine zarar vereceğini anlayıp bir toplumu tefrika altına
alıp kolonize etmenin ne olduğunu ancak böyle anlayabilirdi.
Güzel bir örnek var bakın elimizde. Nedir o ?
Dresden şehrinde Almanlar başlarına İngiliz bombaları yiyip
sabaha yanmış bir şehirde uyandığında ‘’biz ne yaptık?’’ demişlerdi. Berlin'e
giren Ruslar alman kadınlarını tecavüze tabi tuttuğunda da ‘’biz ne ettik
kendimize?’’ demişlerdi. Almanların mahvolmuş
hâlde terk ettikleri ve Ruslara bıraktıkları Königsberg şehri, Nazilere en
büyük desteği veren tulum oy oranları ile biliniyordu!
Geçelim…
Filistin'de 1967 sınırlarının sürekli işgal edilmesine karşı
ses çıkaran insaflı Yahudiler bile İsrail'de hapis yatıyorlar. Katliam,
suç, terör sadece silahla olmaz. Terörü devlet eliyle yapan, katilleri seçen
o teröre ortaktır. İsrail'in başına da gelenler bundan farklı değildir.
Bizim için üzülesi ama doğru olan husus şu ki: Tel Aviv,
Hayfa, Eilat gibi dedelerinin paralarıyla satın alıp yerleştikleri topraklarda
barışçıl halde yaşayabilirlerdi ama onlar Batı Şeria'yı işgal ettiler. Doymayan
toprak hırsı, bitmeyen baskı ve üstünlük hevesi toplumların sonunu getirir. Bir
coğrafyada kuvvet zoruyla ayakta kalamazsınız. Biliyorsunuz ki kalsa Sovyetler
gibi bir devlet kalırdı.
Şunu kabul edelim, artık zamanın ruhu değişti. 1950'ler ve
60'lardaki ‘vur ensesine al lokmasını’ insan tipi yok artık. Sosyalist hayaller
bitti! Duygu yönetim şekilleri değişti…
ABD'den uydu
görüntüleri alıp düşmanlarını beleşe vuran "yenilmez İsrail ordusu"
da yok! Uydu artık parayı verenin hizmetinde…
Her gün duyuyoruz işte, Çin de yapıyor, Kuzey Kore de
yapıyor, İran da yapıyor. Artık savaşların paradigması değişti. Teknolojiye
erişim arttı, bilginin güç olduğu fark edildi. Birine vurup malını,
toprağını aldığında sana cevap vermiyorsa cevap hakkını saklı tutuyor demektir.
1948'den beridir verilmemiş binlerce cevap var. İsrail halkı
sivil ölmesini istemiyor ama sürekli toprak kazanmak istiyor. 1948'de kurulalı
beri büyüdü. Yetmedi, 1967'de büyüdü, beğenmedi, suyumuz yetersiz dedi,
Suriye'den sulak Golan tepelerini aldı. Yetmedi Batı Şeria'nın taşlık
arazilerinde hayatta kalmaya çalışan Filistin köylüsünün arazilerini işgal
etti, olimpik yüzme havuzlu son derece lüks yerleşim merkezleri inşa edip
oradan buradan gelen insanlara verdi.
Bunların hiçbiri sivil bir toplumun ve seçtiği sivil bir
hükümetin yapacağı barışçıl işler değil. İşte bunları yapıp sonra da ağlarken de masumuz diyorlar.
Siyonizm ve
masumiyet aynı bedende bulunamaz!
Siyonistler, o 1945 Berlin halkı gibi ‘biz nerede hata
yaptık’ diye düşünmeye şimdiden başlasın.
Direnişin savaş kuralları yoktur. Adına terörist denilen ve
meşruiyet dairesi dışında bırakılıp şehirleri gasp edilmiş bu insanlardan
merhametli bir savaş ahlakı da beklemeyin. Onlara merhamet öğretilmedi. 4
nesildir kan içip zıkkım yediler. Aşağılandı, ezildiler. Dedelerinin cezasını
hiçbir millet onlar kadar ödemedi. Yaptıkları şey de elbet meşrudur!
0 Yorumlar