Selamunaleyküm. Ben Murat, bugün röportaj yaptığım kardeşimse R. Muhammed. Röportaj sırasında R onu, M ise beni temsil edecek inşallah.
M: Selamunaleyküm, R kardeşim. Hoş geldin. Seni
tanıyabilir miyiz?
R: Ve aleykümselam Murat kardeşim. Çok teşekkür
ederim. Tabi, ben R. Muhammed, 5 yıl evvel eğitim için Gazze’den gelen bir Filistinliyim.
Erzurum’da mühendislik öğrencisiyim.
M: Hoş geldin kıymetli kardeşim, malumun olduğu üzere
biz Müslümanlar Filistin davamızın olduğunu bazı zamanlar unutuyoruz, o anlarda
da Filistin kendini tekrar hatırlatıyor elhamdülillah! Sen de bu davayı bizatihi
her an hissetmiş ve elhamdulillah ki oralı birisin. Filistinlisin, Gazzelisin.
Önce şunu sormak isterim, eğitimin için neden Türkiye’yi tercih ettin?
R: Hayatım boyunca Müslüman olanlardan ayrılmak
istemedim hiçbir zaman. Eğitimim için de hem Müslüman hem de kaliteli eğitim
alabileceğim, halkıyla kendimi yabancı hissetmeyeceğim bir ülkeye gitmek istedim.
Ve Türkiye’nin de en uygun ülke olduğunu öğrendim, bildim. Türk halkı Filistin
davasına sahip çıkan ve Müslümanlar için can alıp can veren bir halktır.
M: Maşallah! Kardeşim iyi ki ülkemizi tercih ettin. Biz
toplum olarak sadece Filistin için değil senin de söylediğin gibi, tüm
Müslümanlar için çabalayan bir ülkeyiz. Fakat biraz unutkanız o kadar. Eğitimin
için de kültür ortamlarında da burayı tercih etmen bizim için bir ensar ruhunu
hissettiriyor elhamdülillah. Şununla devam etmek istiyorum. Filistin mevzûnda
Türklerin size yaklaşımı nasıl?
R: Sürekli benim yanıma geliyorlar ve Filistin
hakkında, Kudüs; Mescid-i Aksa hakkında soru sormaya başlıyorlar. Ben de onlara
önce şunu söyleyerek başlıyorum: Biz 100 yıl önce aynı devletin gölgesinde
yaşıyorduk. Resmen kardeştik. Neden bu kadar uzak kaldık birbirimizden?
Üzülüyorum kardeşlerimin, bizim uzakta ve yabancı bir ülke
olduğumuzu, hissetmeleriyle. Çünkü onlar benim hem din hem de öz kardeşlerim
gibidir. Sonrasında ise anlatmaya başlıyorum. Konu her zaman Filistin’in
yahudilerin işgali altında olduğuna geliyor.
M: Tam bu noktada bir araya girebilir miyim? Hamas
hakkında ne düşünüyorsun, Ebu Ubeyde’nin ‘’The Real Hero!’’ paylaşımlarıyla
ülkemizde kahraman ilan edilmesi hakkında mesela?
R: Şunu unutmayalım ki 1948’den beri yahudilerin
işgali devam ediyor. Yahu bu sadece ben Filistinliyim diye benim canımı
yakmıyor ki! Tüm Müslümanların canını yakıyor! Mesela bana şu da soruluyor, ‘’toprak sattılar
mı?’’ Bu ne saçmalık! Diyelim ki sattılar, siz sattığınız toprak için tekrar
geri dönüp can verir misiniz? Canınızdan bahsediyoruz! Ya da o aldığınız
paralarla dünya üzerinde nice toprakların sahibi olurdunuz, hangi toprağı almış
Filistinliler? Şunu der miydik peki, ‘’O topraklarda ya biz olacağız ya biz olacağız!
İkinci bir seçenek yok!’’ Hamas ise uluslararası hukuka aykırı tek bir hareket
yapmadan, hiç kimseye zulmetmeden, hiçbir sivilin kılına zarar vermeden
yalnızca askerî harekat yerlerine saldırı yaparak mücadelesini sürdürüyor.
Allah onlardan razı olsun. Sosyal medyada bir görüntü viral oldu, yaşlı bir
kadın büyük ihtimal Alzheimer hastası, götürülmüş Gazze sınırına sadece, bu
nasıl pazarlandı sosyal medyada? İşte ‘’Hamas sivillere zulmediyor!’’ vesaire.
Uluslararası hukuk bunu diyor, sivil halk çatışma ortasında kalmamalı, orada
olmamalılar. Güvenli bölgeye gitmeliler. Hamas bu konuda çok hassas davranarak
sivilleri güvenli bölgeye aldı. Güvenliklerini de sağladı.
Bakın karşımızda ‘esfeli safilin!’ var. Gazze’nin bugünkü yüz
ölçümü 45 kilometredir(!), dün atılan fosfor bombası ve diğer patlayıcı
maddeler 40 kilometreye 100 taneydi. Düşünebiliyor musunuz bunu? Karanlık bir
yerde bir anda güneşin doğması gibi düşünün o bombaları.. Ailem orada. Beni
düşünebiliyor musunuz? yahudiler orantısız
güç kullanıyor. Bu resmen açıktır. Ve sivillere kullanıyor, hiçbir uyarıda bulunmadan
yapıyor. Mesela geçen gün ailemden haber geldi, bilenler bilir sivillerin en
yoğun olduğu Cabel Kampı’na bombalar atılmış. Ve sadece sokakta gezerken
yakalananlar yüz kişinin üstünde. Oysa Hamas sadece askeri bölgelere saldırı
yapıyor.
İnsanlar evlerine daha ulaşamadı ve ne yazık ki burada Gazze'nin ne kadar
çaresiz
kaldığını görebiliyoruz. Gerekli teçhizat yok, insanları enkazın altından kaldırmak için
komşular toplanıyor elleriyle o enkazları kaldırıyor artık kime yetişiyorlarsa, yetişilemeyenlere yapacak bir şey yok
artık. Cenaze namazı kılınır ve onlar Şehit olarak sayılır ne yazık ki böyle!
M:Allahu ekber! Peki değerlendirme yapacak olursak ne diyorsun bugüne?
R: Ben bir Filistinli
olarak bunu söylemem gerekiyor Filistin'inin durumunu ve açıklamalarını değerlendirmek
için şuna bakmak lazım Bu değerlendirme nereden geldi?
Ne yazık ki Filistin
ikiye tarafa bölünmüş iki taraflı bölünmüş olarak yaşıyor!
Yaşamını sürdürüyor. Filistinliler
olarak bir Hamas tarafı bir el Fatih tarafı! El Fatih tarafı hükümet tarafı ve
resmi açıklamalarda bulunan taraf ve bu tüm halkı temsil etmek zorunda değil!
Devlet farklı açıklamalarda bulunabilir ama o açıklamalar
gerçekten Filistin'i temsil ediyor mu? Mesela ben bir Filistinli birey olarak
Azerbaycan'ın Karabağ Savaşı'nda meşru müdafaanın içinde ve uluslararası hukuka
bağlı, uluslararası hukuka dayanarak yapılmış olan bir operasyon olduğunu değerlendiriyorum.
Ve İnan ki binlerce milyonlarca
Filistinli aynı düşüncemde, aynı düşüncenin içerisinde böyle düşünmektedir. Filistin'in
resmî açıklamaları şahsi olarak ve Filistin halkını yansıtmıyor. Ben burada
açık bir ifadeyle ifade etmek isterim ki halkı temsil etmemektedir!!
Neden? Çünkü Bir açıklamada bulunulurken, halkın fikrini
sorulmadan yapılıyorsa halkı temsil etmemektedir! Biz, Uygar Türkleri haklı meşru
savaşında mücadelelerinde onları destekliyoruz ve onların yanında olduğumuzu,
aynı ateşten yandığımızı ifade etmek istiyoruz. Filistinli halk olarak onların yanındayız.
Biz nerede zalim varsa onların karşısında, nerede zulüm varsa mazlum varsa
onların yanındayız! Bu böyle ve herkesin
böyle bilmesini isterim. Filistinliler gerçekten bu düşüncenin aksini düşünmüyorlar
ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni
Türkiye Cumhuriyeti nasıl tanıyorsa uluslararası hukuka dayalı olarak biz de
halk olarak onları tanıyoruz ve Filistin halkından bir Filistinli ile bu
diyaloğu açtığında da bunu göreceksin. Sokaktan
birini durdur, sor bu cevapları aynen verdiğim gibi verecek. Çünkü bizim
düşüncemiz, bizim inancımız bu.
M: Allah razı olsun kardeşim!
Peki , bir beklentiniz var mı Türk halkından?
R: Bizim beklentimiz
Türkiye Cumhuriyeti’nden, Türklerden şöyle: Birincisi doğru bilinenleri doğru şekilde
bilsin, bilinsin. Yanlış bilinenleri sorularak ve araştırılarak bilinsin lütfen.
M: Eyvallah! Eklemek
istediklerin var mı?
R: Çok teşekkür ederim
beni dinlediğin için. Türkiye’nin ne
kadar Kudüs'e ve Filistin'e hassas davrandığını biliyoruz.
Ve şu şiirle bitirmek
isterim Mehmet Akif inanın şiiri,
mescid-i Aksa'yı gördüm
düşümde bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu varıp ışığına anlımı koydum sanki bir
yer altı Nehri çağıydı Aksa ve kubbet Sahra
Filistin’in Türkiye'de yaşayan insanlar için
Türk halkı için çok hassas ve kırmızı çizgi saydığı çizgilerden biri olduğunu
biliyorum. Onun için tüm Türk halkını ve Tüm insanlığı, tüm İslam alemini bu
kırmızı çizginin arkasında durmaya devam ettirmelerini talep ediyorum. Allah’a
emanet olun.
0 Yorumlar