Ayıya Dayı Demek: Timokrasi! -köşe - Murat Şah VURAL

Ayıya Dayı Demek: Timokrasi! -köşe

 


Birkaç gün önce bir hocamdan öğrendiğim bu tabiri araştırmak istediğimde karşıma çıkan tanımların her birini aslında yaşadığımızı gördüğümde, bunu dert edinip paylaşmak istedim.

 Nedir timokrasi?  Parası ya da gücü elinde olanların iktidarı.

Seçimle amaçlanan şey nedir? Halkın halktan birini seçmesi. Pek ala, halktan seçilen kişiyi seçildikten sonra (seçim zamanları hariç) halkın arasında görebilen var mı?

Politika buna deniyor işte: ÇOK YÖNLÜ, ÇOK YÜZLÜ.

Parti teşkilatı, parti başkanı, belediye başkanı, milletvekili …

Bu tabirleri duyduğumuzda neden kendimize uzak hissederiz? Kendisini milletin hizmetkârı olarak adlandıran bu saydıklarımızı neden kendimiz dışında düşünürüz? Ya da neden korumaları olur bu vatandaşların? Buyurun yanıtlayın, bir baskı yapmamak adına kendi yanıtımı paylaşmayacağım.

Bir milletvekilinin maaşı: 73 bin 379 Türk Lirası.  Harcamalarına baktığımızda bu maaşın hiçbir vekile yetmemesi gerektiğini düşünürüz. Öyleyse, zaten zengin olanların milletvekili olduğunu söylersek oranla pek de yanlış söylemiş olmayız diyebiliriz.

Hatta milletin parasıyla kendi köyüne yol yapan belediye başkanlarını konuşursak, hiç susmamamız gerekir. Çünkü sadece bir yolun yapım maliyeti bir belediye başkanının on yıllık maaşından fazla etmekte. Bir çıkarım yapacak olursak, yukarıda saydığımız makam sahiplerinin tanıdığı veyahut köylüsü olmak demek, bedavadan kendinize hizmet edilmesi demektir. Hani herkesin hizmetkarı olduğunu söyleyenler tarafından.. Yol yapılsın elbette. Yapılmalı da! Ama sadece kendi köyümüze giden yol değil. Veyahut, üç odalı bir evde oturursak kendi maaşımız ancak buna yetiyorsa; saray gibi evlerde oturursak biz nasıl halktanız diyeceğiz? Allah resulünü (sav) nasıl örnek aldığımızı söyleyeceğiz? Allah resulü(sav) aynı zamanda bir devletin başkanıydı, unutmayalım. Ve bir hadislerinde, ‘’Bir devlet adl ile yükselir zulm ile yıkılır’’ buyurmuştur.  Adalet nedir,  zulm nedir? Diye sorulduğundaysa; en zayıf insanın en güçlü olandan hakkını kolayca aldığı devlet adaletli devlet, en zayıf insanın en kuvvetli olandan hakkını alamadığı devlet zalim devlettir!’’ demiştir.

Buyurun mizana!

İslam’ı kendi çıkarlarımız doğrultusunda kullanmak ne şerefli harekettir değil mi? Kesinlikle cennete götürür bizi.. Ah! Ayeti kerimede ise yüce Allah (cc): Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider. Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar! (Münafikun/4) buyurmaktadır.

Buyurun mizana!

 

HALKI FESADA VERMEK YEMİNLERİNDE EMİN ADIMLARLA İLERLEYENLER, DÜN UNUTULMADIĞI GİBİ YARIN DA UNUTULMAYACAKTIR!

 

 

 

 

Yorum Gönder

0 Yorumlar